Dünya, her biri sanat eseri gibi tasarlanmış sıra dışı canlılarla dolu bir müze gibi…
Dünya üzerindeki muhteşem çeşitlilik, doğanın bize sunduğu ilginç hayvanları keşfetmek için mükemmel bir fırsat sunuyor. Sıra dışı renkler, değişik anatomiler ve benzersiz yaşam tarzlarına sahip bu hayvanlar, gezegenimizin karmaşıklığını ve güzelliğini daha derinlemesine anlamamıza yardımcı oluyor. Bu yazımızda, dünyanın dört bir yanındaki sıra dışı hayvanların büyüleyici dünyasına bir pencere açacağız.
Madagaskar’a özgü bir tür böcek olan zürafa böceği, kabuğunun üstünde yükselen boynu nedeniyle bu ismi alır. Eğimli bir gövdenin üzerindeki uzun boynu, Afrika zürafasını anımsatır. Zürafa böcekleri parlak kırmızı kanat kaplamaları ile koyu siyah renktedir.
Erkek zürafa böceklerinin boynu, dişilerden üç kat daha uzun olabilir. Böcekler, uzun boyunlarını öncelikle yuva yapımı ve diğer erkek zürafa böcekleriyle kavga etmek için kullanırlar. Zürafa böcekleri arasındaki mücadele genellikle çiftleşme mevsimi boyunca yapılır; erkek zürafa böcekleri, diğer erkekleri yenerek dişileri etkilemeye çalışırlar.
Zürafa böceklerinin üstünü örten parlak kırmızı kabuk elytra olarak adlandırılır. Resmi olarak bir kanat olmamasına rağmen, sertleştirilmiş kanat biçimindedir. Elytra, uçmak için kullanılan kırılgan arka kanatları korur.
Kel uakari, görünüşü itibarıyla oldukça sıra dışıdır. Hareketli ve agresif olan maymun türlerinin aksine oldukça sakin bir yapısı vardır. Kel uakariler, çarpıcı kel kafaları ve parlak kırmızı yüzleriyle dikkat çeken küçük Güney Amerika primatlarıdır.
Yüzlerinin kırmızı olması onların sağlıklı ve çekici görünmesini sağlar. Çünkü sıtma ve benzer hastalıklara sahip olan kel uakarilerin yüzleri soluktur. Kırmızımsı, kahverengiden turuncuya değişen uzun, tüylü vücutları vardır. Farklı duyguları ileten en az 10 farklı türde yüz ifadesi yapabilirler ve kırmızı yüzleriyle daha da vurgulanırlar. Bu maymunlar yalnızca Amazon Nehri havzasında yaşarlar. Mevsimsel olarak su basan yağmur ormanlarını, küçük nehirler ve göller gibi su kaynaklarına yakın yerleri tercih ederler.
İnsanlar tarafından avlanmaları ve yem için kullanılmaları nedeniyle nesli tükenme tehlikesi altındadır. Daha da önemlisi, kereste endüstrisinin faaliyetleri nedeniyle yaşam alanları hızla azalmaktadır.
Kel uakariler genellikle 10 ile 30 üyeyle sürüler halinde yaşasalar da kimi zaman bu sürülerde 100 üye görülebilmektedir. Uakariler zekalarıyla da öne çıkmaktadır. Uyuyacakları zaman güvenlik için yüksek ince dallara tırmanırlar.
Tüy Boynuzlu Böcek (Rhipicera Femorata), Güney Queensland, Yeni Güney Galler, Victoria, Güney Avustralya'nın bazı kısımları, Batı Avustralya ve Tazmanya'nın doğu kıyısında görülen güzel ve ilginç bir böcektir.
Tüy boynuzlu böcekler siyahtır ve vücudunda beyaz lekeler vardır. Fana benzeyen antenleri dikkat çekicidir. Erkeklerde bu antenler, kadınlara göre çok daha büyük ve belirgindir. Erkeklerin antenleri, çiftleşme feromonu yayan dişi böceğin yerini tespit etmek için kullanılır.
Hem larvalar hem de yetişkinler, başta okaliptüs olmak üzere konakçı bitkilerinin kökleri ve yapraklarıyla beslenirler. Yaşam döngülerinin ilginç yönleri arasında ölü veya çürüyen odunlara yumurtlama tercihleri yer alır. Tüy Boynuzlu Böcekler yumurtlama alanlarının yerini belirlemek için benzersiz antenlerini kullanarak gelecek neslin hayatta kalmasını sağlar.
Kalkık burunlu maymunlar, Güney Çin'i kapsayan, Myanmar ve Vietnam'ın kuzey bölgelerine kadar uzanan aralıkta yaşar. 4.000 metreden yüksek rakımlara kadar dağ ormanlarında yaşayan sevimli maymunlar, kışın derin ve tenha bölgelere giderler. Yuvarlak yüzlerindeki kısa burun çıkıntısı ve burun deliklerinin öne doğru olması, kalkık burun adını almalarını sağlamıştır. Özellikle omuzlarında ve sırtlarında nispeten renkli ve uzun kürkleri vardır. Kuyrukları ile birlikte 55-97 cm uzunluğa kadar büyürler.
Kalkık burunlu maymunlar hayatlarının çoğunu ağaçlarda geçirirler. 600'e kadar üyeden oluşan çok büyük gruplar halinde bir arada yaşarlar. Yiyecek kıtlığı zamanlarında daha küçük gruplara ayrılırlar. Bölgesel içgüdüleri vardır ve bölgelerini çoğunlukla bağırarak savunurlar. Geniş bir vokal repertuarları vardır; bazen solo bazen de koro şeklinde birlikte seslenirler.
Bu primatlar, ağızlarını hareket ettirdiklerine dair hiçbir görünür işaret göstermeden iletişim kurma konusunda olağanüstü bir yeteneğe sahiptir. İletişimlerinde en güçlü oldukları nokta, farklı şiddette çıkarttıkları seslerdir. Sızlanmalar, tizler, inlemeler sevgi veya saldırganlığı ifade ederken; anlamsız homurdanmalar huzurlu olma,
yemek yeme, oynama veya dinlenme dönemlerinde duyulur.
Peru'nun doğusunda, Amazon bölgesinde yaşayan İmparator Tamarin, Bolivya ve Brezilya'nın bazı eyaletlerinde de görülür. Genellikle 4 ila 20 kişilik gruplar veya birlikler halinde yaşarlar; her birliğin lideri yaşlı bir dişidir.
Ormanlarda ağaçların üzerinde yaşayarak çeşitli bitkiler, bitki nektarları ve böceklerle beslenirler. Pençeleri ve elleri cisimleri tutma ve yakalama konusunda uzmanlaşacak şekilde evrimleşmiştir. Örneğin, pençeleri sayesinde bitki gövdelerini parçalayarak içlerinden çıkan sakızı yiyebilirler. Kılları çoğunlukla gridir, göğüs kısmında ise sarı benekler bulunabilir. Elleri ve ayakları siyah, kuyruğu ise kahverengidir. Onu ilginç kılan özelliği ise dişilerin dikkatini çekmek için kullandığı, oldukça ilgi çekici yapıda olan sakalı ve bıyıklarıdır.
Genellikle yağmur ormanlarında bulunan yemyeşil alanlarda gezinmek için ağaçların arasından atlayıp hızla hareket ederler ve nadiren orman zeminine dokunurlar. İmparator maymunları vahşi doğada aktif, hızlı, zarif, girişken ve şakacı davranırlar. İmparator maymunların bıyığı, türün farklı üyelerini tanımlamanın bir yolu olarak kullanılıyor.
Kolugolar, ağaçlarda yaşayan ve havada süzülerek ağaçtan ağaca hareket eden, Güneydoğu Asya'da bulunan ve en yakın akrabası primatlar olan memelilerdir. Soyu tükenmeden günümüze gelen ve yaşayan yalnızca iki türü bulunan kolugolar, havada süzülerek hareket eden memeliler içinde en beceriklileridir. Yüksek bir noktadan alçak bir noktaya, ayakları arasındaki fazladan deri perdelerini kullanıp havada süzülerek ulaşırlar.
Kolugolar yaklaşık bir kedi büyüklüğündedir, ancak bir kediden daha hafiftir. Uzunlukları 56-69 cm ve ağırlıkları 1-1,75 kg arasında değişir. Kanat açıklığı 70 ila 120 cm’ye varabilir. Renkleri gri ile kahverengi arası değişen bir zemin üzerine beyaz, kahverengi ve siyah lekelerden oluşur. Uzun ve ince olan ön ve arka bacakları neredeyse aynı uzunluktadır. Tırnakları uzun ve kalındır.
Kolugolar ağaçta yaşayıp seyrek yere inen, gece etkin olan hayvanlardır. Gündüzleri ağaç kovuklarında ya da 25-50 metre yükseklikte dallara asılı biçimde geçirirler.
Yağmur kurbağa türlerinin en büyüğü ve en yaygını olan bu kurbağa çeşidi, bilimsel bir şekilde tanımlanmış olan ilk Afrika kurbağa türü olarak belirtilmiştir.
Cape Town bölgesinde yaşayan bu kurbağalar, adını buradan almaktadır. Otlaklarda, kentsel alanlarda ve kırsal alanlarda bulunurlar. Ev atıklarına karşı duyarlılardır. Evcil hayvanlara karşı savunmaları yoktur. Nemli ya da puslu hava şartlarında görülebilmektedirler. Cape yağmur kurbağaları, yerin altında yaşar ve genel olarak yağmurlardan önce ortaya çıkarlar. Cape Town bölgesinde toprakların havalandırılması konusunda büyük rol oynarlar. Kendilerini tehlikeli hissettikleri anda hava yutarlar ve yuvarlak bir hal alırlar. Kurbağa olmalarına rağmen yüzmeyi bilmedikleri için suya konulduklarında boğulurlar. Kalın güçlü ve kaslı bacakları, toprağı kazmalarına imkan tanır. Bu kurbağalar, küçük böcekler ve solucanlar ile beslenmektedir. Çiftleşme mevsimi geldiğinde bu türün erkekleri, yuvalarından ya da bitki örtüsünün altından dişilerini çağırırlar.
Güney Afrika bölgesinde sokaklarda bile rastlanabilecek olan bu hayvanlar, kurbağa türlerinin en sevimli hayvanları olarak anılır.
Bu sıra dışı canlılar, doğal dünyanın hala ne kadar gizemli ve keşfedilmeyi bekleyen birçok sırrı olduğunu gösteriyorlar. Bu nedenle, doğanın bu harika üyelerine saygılı olmalı ve onların yaşam alanlarını korumaya özen göstermeliyiz.