Milan Design Week

BİRBİRİNE DOKUNAN DÜNYALAR: MILAN DESIGN WEEK 2025

Tasarım, hayatlarımızı dönüştürme şekliyle bir kültürden fazlası: Bir dil, bir düşünme biçimi. Bu dilin en rafine şekilde konuşulduğu şehirlerin başında gelen Milano, her yıl nisan ayında düzenlenen Milan Design Week ile tasarım dünyasının merkezine dönüşüyor. Organizasyon, sadece objeleri değil; fikirleri, hayalleri ve gelecek senaryolarını da vitrine çıkarıyor. Bu sahnede estetiğin yanı sıra işlevsellik, sürdürülebilirlik ve duygusal bağ yaratma becerileri de önemli rol oynuyor. Milan Design Week 2025 edisyonunun teması “Connected Worlds”. Bağlantılar üzerine bir düşünme daveti olarak özetlenebilecek bu tema, tasarımın yalnızca form değil, aynı zamanda ilişki kurma biçimi olduğunu hatırlatıyor.

Milan Design Week


TASARIM BAŞKENTİNİN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI


Tasarımın küresel başkenti Milano, her yıl nisan ayında düzenlenen Milan Design Week ile yaratıcı vizyonunu dünyaya sergiliyor. 1961 yılında İtalyan mobilya üreticilerinin girişimiyle başlayan ve günümüze gelindiğine her yıl 270.000'den fazla ziyaretçiyi ağırlayan bu etkinlik, tasarım dünyasının en prestijli buluşmalarından biri olarak kabul ediliyor. Tarihte geriye gidildiğinde ilk yılında 12.000 ziyaretçiyi ağırlayan fuarın hızla büyüyerek uluslararası bir çekim merkezi haline geldiği görülebiliyor. 1972 yılında fuar, Milano’nun banliyösü Rho’daki Fiera Milano sergi merkezine taşınıyor. Böylece daha geniş sergi alanları, daha fazla katılımcı ve çok daha çeşitli ürünlerin sergilenmesine olanak sağlanıyor. 1980’ler ve 1990’lar boyunca etkinlik büyümeye ve itibar kazanmaya devam ediyor. Günümüzdeyse, eklenen yeni bölümler ve sergilerin katkısıyla sürekli yenilenip evrim geçiren organizasyon, genç ve yükselen tasarımcılara alan tanıyor.

Range Rover


ZAMANLAR ARASINDA YOLCULUK


Milan Design Week 2025’in teması olan Connected Worlds yalnızca tasarım nesnelerini değil, zamanlar, kültürler ve anlamlar arasındaki bağı da merkeze alıyor. Fiziksel ile dijitalin, geçmiş ile geleceğin, yerel ile küreselin bir arada var olabildiği bir evren vurgusu yapıyor. Bu yıl Range Rover da bu çok katmanlı temaya kendine özgü bir yanıt verirken markanın 1970’teki doğuşundan günümüze uzanan bir zaman geçidi olarak kurgulanan Connected Worlds enstalasyonu, ziyaretçileri modern lüksün geçmişiyle tanıştıran sinematik bir deneyim sunuyor.

Yeşil Renk Range Rover


RANGE ROVER İLE CONNECTED WORLDS


Milano’nun 18. yüzyıldan kalma ikonik yapılarından Palazzo Belgioioso’da gerçekleşen bu deneyim, iki bölümlü bir mimari kurguya sahip. İlk bölümde ziyaretçiler, 1970’lerdeki bir Range Rover showroom atmosferini deneyimleme fırsatı bulurken, burada markanın ilk eskizlerinden objelere, dönem kostümlerinden özgün ses ve kokulara kadar pek çok duyusal ögeyle karşılaşıyorlar. Tüm bu detaylar, ziyaretçileri yalnızca tarihsel değil, duygusal bir yolculuğa da davet ediyor. İkinci bölümde ise zaman ileriye sarılıyor. 2025 yılına ait yalın, fütüristik bir sonsuzluk odasına geçiş yapılıyor. Geçmiş ile gelecek arasında kurulan bu kontrast, sadece estetik bir tercih değil, aynı zamanda Range Rover’ın tasarım anlayışındaki evrimini de gözler önüne seriyor. Buradaki kurgu, markanın köklü geçmişi ile günümüzün kişiselleştirilebilir, teknolojik lüks anlayışı arasındaki bağa dikkat çekiyor.

Range Rover inceleyen insanlar.


ÖZEL BİR ANLATI BİÇİMİ: ‘FUTURESPECTIVE’


Bu yıl 55. yaşını kutlayan Range Rover, Connected Worlds ile sadece bir tasarım sunumu değil; retrospektifin ötesine geçen, geleceğe dönük bir anlatı sunuyor. Yani geçmişe dönüp nostaljiye saplanmak yerine, o geçmişi bugünün estetik diliyle yeniden yazmak, dönüştürmek ve geleceğe taşımak üzerine kurulu bir anlayışı benimsiyor. Bu “gelecek perspektifi,” markanın 1970’teki ilk eskizinden bugünkü özel üretim modellerine kadar olan yolculuğunu duyulara hitap eden bir anlatıya dönüştürüyor. Işık, ses, koku, kostüm ve sahne tasarımı gibi öğeler bu anlatının güçlü araçları olarak öne çıkıyor. Zamanla kurduğu bu özel ilişki sayesinde Range Rover, yalnızca bir otomobil markası olmaktan çıkıp çağdaş yaşamın, estetik evrimin ve konforun temsilcilerinden biri olarak Milan Design Week 2025’te dikkatleri üzerine çekiyor.

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Kuzeyin Büyüleyici Işıkları: Aurora Borealis

Kuzeyin Büyüleyici Işıkları: Aurora Borealis

Kuzey Işıkları, ya da diğer adıyla Aurora Borealis, geceleri gökyüzünde dans eden renkli ışıklar olarak doğanın sunduğu en büyüleyici gösterilerden biridir. Kuzey Yarımküre'de özellikle Norveç, İsveç, Finlandiya, İzlanda, Kanada ve Alaska gibi kutup bölgelerinde izlenebilen bu görsel şölen, "Kutup Işıkları" olarak da bilinir.
SESİN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ: SOUND HEALING

SESİN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ: SOUND HEALING

Ses terapisi olarak da bilinen Sound Healing yönteminin antik çağlardan beri kullanılan bir şifa yöntemi olduğunu biliyor muydunuz? Kökleri oldukça eskiye dayanan bu kadim yöntem, çeşitli uygulama yöntemleri ile vücudumuzun içinde bulunduğu elektromanyetik alanı ve çakraları dengelemeyi amaçlar.
Permakültür: Çeşitlilikten Sürdürülebilirliğe

Permakültür: Çeşitlilikten Sürdürülebilirliğe

Permakültür, sürdürülebilir tarım, günümüzde çevreye duyarlı tarım uygulamalarının önemli bir parçasıdır. Her iki yaklaşım da doğal kaynakları koruyarak, insanların daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde beslenmelerini sağlamayı hedefler.