Motor kapağı üzerindeki Defender logosunun yakın plan görünümü

DEFENDER HİKAYELERİ

Defender imkansızı mümkün kılmak için yola çıktı. Amaca yönelik tasarımıyla, geçmişin mirasını geleceğin vizyonuyla buluşturan bu modern yol arkadaşı, zamana meydan okuyan bir karaktere sahip. Dünyanın ilk başarılı sivil 4x4 aracı olarak her kıtada maceraya, çalışmaya ve yardıma alan açarak sadece yolları değil, hayatları da dönüştürdü.


Defender, sadece arazilerde değil, hayatın içinde de iz bıraktı. Kraliyet ailesinin seyahatlerinden, sinemanın unutulmaz sahnelerine kadar pek çok önemli anın parçası oldu.


Bu güçlü hikaye, vizyoner iki kardeşin eseri. Spencer Wilks, Rover Company'nin genel müdürü olarak büyük resmi çizerken, kardeşi Maurice, mühendislikteki öncü yaklaşımıyla geleceğe yön verdi. Defender’ın doğuşu, işte bu iki isimle şekillendi.

Yeni ve Eski Defender açık havada karşı karşıya

Defender’ın hikayesi, 1947 yılında Galler’in Anglesey Adası’ndaki Red Wharf Körfezi’nde başladı. Maurice Wilks, bir gün tüm zamanların en ikonik araçlarından birine dönüşecek taslağı kuma çizdi.


Bir yıl sonra, Land Rover dünyaya tanıtıldı. Endüstriyel tasarımın güçlü bir örneği olan bu araç; hafif alüminyum panelleri, kısa çıkıntıları ve seçilebilir dört çeker sistemiyle her türlü koşula uyum sağlayacak şekilde geliştirildi.


En eski modeller dışında, şanzıman üzerindeki kırmızı ve sarı topuzlu kollarla iki ve dört çeker arasında geçiş yapılabiliyor, bu da sistemi son derece sade ve işlevsel hale getiriyordu. Günümüz Defenderlarında bulunan gelişmiş Terrain Response sisteminin temelleri, işte bu yalın mekanizmada atıldı.


Wilks’in vizyonuyla şekillenen bu araç, yalnızca birkaç ay içinde dünya çapında satışa sunuldu. Kısa süre sonra İngiliz Kraliyet Ailesi'nin de tercihi haline geldi. Özel olarak tasarlanan arka platformuyla ilk State Review Land Rover, Kraliçe II. Elizabeth ve Edinburgh Dükü Prens Philip’in 1953 yılındaki İngiliz Milletler Topluluğu Turu'nda kalabalığı selamlamak için kullanıldı.


Kraliçe II. Elizabeth, yaşamı boyunca sık sık kraliyet arazilerinde Defender’ın direksiyonunda görüldü. Bugün hala Kraliyet Ailesi'nin hizmetinde olan Defender, hem tasarımı hem de karakteriyle zamanın ötesinde bir araç olarak yoluna devam ediyor.

Defender Eski Model
Kraliçe II. Elizabeth taç giyme törenine özel seri

Defender, yalnızca zorlu arazilerin üstesinden gelmekle kalmadı; aynı zamanda yeni nesil macera tutkunlarına ilham verdi. Dünyanın dört bir yanındaki keşiflere yön verdi, cesaret ve merakla yola çıkanlara eşlik etti.


1955-1956 yıllarında altı Oxford ve Cambridge öğrencisinin Londra’dan Singapur’a uzanan 18.000 millik Uzak Doğu Keşif Gezisi, bu ilhamın en güçlü örneklerinden biriydi. Manşetlere taşınan bu yolculuk, Defender’ın efsaneleşmesinde önemli bir dönüm noktası oldu.


Benzer bir tutkuyla yola çıkan George ve Jinx Rodger çifti, Station Wagon modelleriyle yedi yıl boyunca Afrika kıtasında 10.000 mil yol aldı. Yok olmakta olan kabileleri ve yaban hayatı kayıt altına aldılar. Kanadalı biyolog Bristol Foster ve sanatçı Robert Bateman ise, çıktıkları dünya turunda tam 40.000 mil yol katettiler.


Bu ve benzeri yolculuklar, zamanla eğlence amaçlı off-road kültürünün temelini attı. 4x4 dünyasının zirvesi kabul edilen Camel Trophy gibi organizasyonlar, hem dayanıklılığın hem de çok yönlülüğün simgesi haline gelen Defender’ın gelişimine katkı sağladı.


Defender, bu ruhu tüm dünyada yayarak bir fenomene dönüştü. Bugün de macera, off-road sürüş ve insani yardım kavramlarının bir araya geldiği eşsiz bir sembol olarak yoluna devam ediyor.


Bu sürekliliği mümkün kılan şey ise değişmeyen özüdür: Her koşula uyum sağlayan bir tasarım. Zamanla daha da gelişti. Daha uzun aks aralığıyla kullanım alanı genişledi, Pick-up ve Station Wagon gibi yeni gövde seçenekleri eklendi.


Station Wagon ile birlikte sunulan ünlü Alpine Pencereler, sadece iç mekanı daha aydınlık kılmakla kalmadı, dağ yollarında görüşü de artırdı.


Motorlar zamanla daha güçlü ve verimli hale geldi. Defender ise her dönem işlevselliği önceliklendirdi. İlk konfor paketleri yalnızca temel tavan ve kapı kaplamalarından oluşuyordu. Buna rağmen bazı detaylar, yalın duruşuyla yıllara meydan okumayı sürdürdü.

Defender çölde park halinde

İlk on yılında üretimin %70’i 150 ülkeye ihraç edildi. O döneme kadar hiçbir araç, dünya üzerinde bu kadar geniş bir iz bırakmamıştı. Pek çok kişi için hayatlarında gördükleri ilk araç Land Rover’dı.


Askeri teslimatlarla birlikte küresel satışlar da arttı. Bu miras, ileride tüm modellere verilecek olan “Defender” ismine ilham kaynağı olmuştu. Sivil modeller yalnızca günlük kullanım için değil, arıza kamyonu, ambulans ya da hidrolik platform gibi görevler için de tercih edildi.


Defender, motor sporlarında da kendine yer buldu. Bowler ekibi tarafından yarışa uygun hale getirildi ve rallilerde sınırlarını zorladı.


1958’de tanıtılan Series II modeliyle tasarımında belirgin bir değişim yaşandı. Bugünkü Defenderlarda da devam eden yan gövde çizgisi, bu dönemde araca eklendi. Dayanıklılığıyla tanınan model, zaman içinde daha çok ilgi gören ikonik bir karaktere dönüştü.

Showroomda Defender Classic Edition Modelleri

Bu eşsiz karakter, Defender’ı zamanla dünyanın en dikkat çekici yerlerine taşıdı. 1960’lı yıllarda Marilyn Monroe, Steve McQueen ve Paul McCartney gibi ikonlar, Wilks kardeşlerin bu rakipsiz tasarımıyla poz verdiler.


Modern konfor detayları ilk kez 1971’de tanıtılan Series III ile sunuldu. Dolgulu ön panel ve direksiyon arkasına taşınan gösterge paneli bu dönemde araçlara eklendi. Hem yolda hem de arazide daha güçlü bir sürüş isteyenler için V8 motor seçeneği de bu yıllarda devreye girdi.


1982 yılında tanıtılan County, Defender’ın yalnızca güçlü değil, aynı zamanda karakter sahibi bir araç olduğunu bir kez daha gösterdi. Yeni renk seçenekleri, dış kaplamalar ve kumaş döşemeli koltuklarıyla fark yaratıyordu.


Bir yıl sonra sahneye çıkan Ninety ve One Ten modelleri ise, klasik Defender üretiminin sonuna kadar sürecek olan ön tasarımı tanıttı. Turbo dizel motor ve yenilenen iç tasarım bu modellerle birlikte sunuldu. Yeni helisel yaylı süspansiyon ise sürüş konforunu yepyeni bir seviyeye taşıdı.


Defender ismi 1990 yılında resmi olarak kullanılmaya başlandı. Bu isim, dünya genelindeki kullanıcıların bu efsanevi araçla ilgili ortak görüşünü net bir şekilde ifade ediyordu: sağlam, dayanıklı ve her koşula hazır. En başından beri olduğu gibi, hala arazide üstün performans için tasarlanıyor.

Defender off-road, kapalı/fırtınalı hava

Bugünkü Defender, köklerinden aldığı gücü modern dünyaya taşıyor. Baştan sona yeniden tasarlanan bu ikon, hem şehirde hem de doğada üstün yetenekleriyle fark yaratıyor. Şimdiye kadarki en güçlü ve en yetenekli Defender olan bu model, engel tanımıyor.


90, 110 ve 130 gövde seçenekleriyle sunulan Defender, sekiz kişiye kadar oturma kapasitesiyle farklı durumlara uyum sağlıyor.


Kuzey Kutbu'ndan çöle kadar en zorlu coğrafyalarda test edilen Defender, gövde yapısıyla 4x4 rakiplerine kıyasla üç kat daha sağlam. Dayanıklılık ve sorumluluk, modern tasarım anlayışının bir parçası olan Defender 110, Plug-in Hybrid seçeneğiyle de performansından ödün vermeden bir sürüş deneyimi sunuyor.


Karizmatik ve cesur doğasıyla Defender, Uluslararası Kızılay Federasyonu ile Tusk Trust gibi kuruluşlarla iş birliği yaparak küresel yardım çalışmalarını desteklemeyi sürdürüyor.


Lego versiyonuyla geleceğin kahramanlarına ilham veren Defender, aynı zamanda beyaz perdede de yer aldı. James Bond serisinin SPECTRE filminde Alp Dağları’nda boy gösteren Defender 110 SVX Double Cab modeli, serinin ikonik araçları arasına katıldı. Fakat asıl sınav, “No Time to Die” filminde verildi. Zorlu arazilerde, profesyonel oyuncular eşliğinde gerçekleşen kovalamaca sahneleri, Defender’ın sınır tanımayan gücünü gözler önüne serdi.


Bugün kendi başına bir simgeye dönüşen Defender, elektrikli geleceğe hazırlanıyor. 1948'den bu yana olduğu gibi, özgürlüğün ve keşfin sembolü olmaya devam ediyor.

KEŞFETMEYE DEVAM EDİN

öz güvenli kadınları destekliyoruz

İMKANSIZI BAŞARAN KADINLAR

Defender ile her gün sınırları zorlayan cesur kadınları kutluyoruz.

DEFENDER MODELLERİNİ KEŞFEDİN

Araç, çölde park halinde

DEFENDER 130

Defender 130, hem dayanıklılığı hem de geniş iç mekanıyla her maceraya hazır.
Yeşillik alanda park halindeki aracın yandan görünümü

DEFENDER 110

Defender 110 'un her koşulda üstün performans sergileyen güçlü yapısı ve çok yönlü tasarımını keşfedin.
Park halindeki aracın yandan görünümü

DEFENDER 90

Defender'ın en saf hali.